Bu yazı Uzman Psikolog Ayça Uslu Pelin tarafından hazırlanmıştır.
Çocukların başkalarına yalan söylemeyebilmesi aslında gelişimsel olarak ilerleme sayılabilecek bir bilişsel adımdır. Çünkü yalan söyleyebilmesi için bir kişinin karşısındakinin zihninden geçenlerin kendisininkinden farklı olabileceğini kabul etmesi ve ötekinin düşüncesi üzerinde değişiklik yapma gücüne sahip olduğunu fark etmesi gerekir. Böyle düşündüğümüzde yalan söyleyebilme normal gelişim gösteren çocuklarda kabaca 2-2,5 yaşından itibaren görülebilen bir durumdur.
Bu yaştan çok sonra çocuklarının eskisine göre daha sık yalan söylemeye başvurduğunu fark eden anne babalar için bu durum endişe verici olabilmekte. Çoğu zaman ebeveynler çocukların ya istedikleri bir şeyi elde etmek ya da istemedikleri bir durumdan kaçınmak, zorlayıcı bir durumdan kurtulmak için yalan söylediklerini düşünürler. Her ne kadar bunlar yalan söylemenin altında yatan ve sık görülen sebepler arasında olsa da çocukların yalana başvurmalarının daha derin sebepleri olabildiğini unutmamak gerekir. Örneğin, özgüven sorunları yaşayan çocuklar kendilerini daha etkileyici, özel, yetenekli gösterebilecek yalanlar söyleyebilir. Ya da kaygıyı kontrol etmede zorlanan çocuklar diğerlerinin dikkatini kendilerinden başka bir noktaya çekmek için yalana başvurabilir. Dürtülerini kontrol etme güçlüğü yaşayan çocuklar da bazen yeterince düşünmeden konuşmaya başlama alışkanlıklarından dolayı sıkça kendilerini yalan söylerken bulabilir. Bazen de çocuklar gerçekten de yaptıklarını hatırladıkları için yapmamış oldukları bir şeyi yapmış gibi aktarabilirler, bu gibi durumlarda çocuklara sadece hafızalarını desteklemek üzere yaptıklarının kaydını tutmayı öğretmek yeterli olabilir. Bazen de çocuklara bazı sosyal durumlarda daha uygun olacağını bildiğimiz için kullanmalarını öğrettiğimiz beyaz yalanlar var, burada da çocuğun sosyal muhakeme becerisi ile hangi durumlarda buna başvurmasının uygun olacağına karar vermek için sosyal becerileri devreye giriyor.
Peki, ebeveynler çocuklarının yalanları karşısında ne yapabilir? Bunun cevabı pek çok konuda olduğu gibi çocuğun yaşı ile değişiyor. 2,5 yaşındaki çocuk söylediği yalandan dolayı cezalandırmak yerine onunla güç savaşına girmeden tatlı bir tutumla doğru söylemek konusunda cesaretlendirilebilir. 4 yaşlarındaki çocuğun söylediği bir yalan fark edildiğinde ise üstünden çok da fazla zaman geçmeden kızmadan, tatlı bir ses tonuyla çocuk yaptığı ile yüzleştirilip, net ve ciddi bir tonlamayla doğruyu söylemenin iyiliğine vurgulayacak bir konuşma yapılabilir. Okul çağı itibariyle çocuklar daha çok okul, ödevler konusunda yalan söyleyebilir, bu durumlarda yalanı fark ettiğinizi göstererek ama yine kızmadan, anlamaya çalışır bir yerden onu dinlemek ve sonrasında yine doğruluğa vurgu yapacak bir mesajla konuşmayı bitirmek yerinde olacaktır. Örneğin, “Bu bana pek doğru gibi gelmedi, hadi bir daha anlat” diyerek tekrar denemesi için cesaretlendirilebilir. İlerleyen günlerde de çocuğun doğru söylediği durumların takdir edilmesi dürüst olmasını pekiştirecektir. Çocuğun yaşından başka, hakkında yalan söylediği durumun ciddiyeti ve kendisine ya da başkalarına zarar verme riski de ebeveynin nasıl tepki vermesi gerektiğini belirleyen bir diğer unsur. Tüm hafta ödevi olmadığını söyleyen ama sonra ödevleri olduğu ortaya çıkan çocuğa verilecek ceza oturup tüm ödevlerini bitirene kadar dışarı çıkmaması olabilir. Ancak arkadaşına vurduğu halde vurmadığını söyleyen çocuğun yalanı ortaya çıktığında bunun sonuçları sadece yalan söylemesi ile değil aynı zamanda arkadaşına verdiği zararın telafisini de içermelidir.
Görüldüğü gibi, çocuğun yaşı her ne olursa olsun, iyi haber şu ki etrafındaki yetişkinlerin yalan söylemek yerine dürüst olma tutumuyla çocuklar da doğru ve dolandırmadan ifade edebilmeyi öğrenebilirler. Unutmamalı ki davranışlarımız bazen sözlerimizden daha etkili ve kalıcı mesajlar verebilir.