(0212) 351 17 54

Okul Yemeği Bir Besin Güvenliği Çözümüdür

Okul Yemeği Bir Besin Güvenliği Çözümüdür

06 January 2025

Besin güvenliğini sağlamaya dönük bir girişim olarak çocukların iyi beslenmesini sağlar. İyi beslenmeyle elde edecekleri gelişim fırsatlarını sunar. Anne-babanın çocuğunu doyuramama kaygısını sırtlarından alır. Toplumsal dayanışmanın parçası olan toplumun parçaları arasındaki temel güvenin oluşmasına katkısı olur.

Bu yazıda Ücretsiz Okul Yemeği Çalıştayında 21 Ekim 2024de yaptığım ve okul yemeği’ni çocuğun ruh sağlığı ve beyin gelişimi açısından değerlendirdiğim konuşmayı özetleyeceğim.

Ruh sağlığının, ruhsal iyilik halinin önkoşullarından birisi hatta başlıcası “kendini güvende hissetmek”tir. Çocuk nerede kendini güvende hisseder? Kendisine iyi davranılacağına, incitilmeyeceğine ve kendi iyiliğinin gözetileceğine inandığı koşullarda, güvenebildiği insanlarla olduğunda. Bu güvenlik duygusu çocukta dış dünyaya karşı keşfedici, öğrenmeye ve değişime açık, başkalarıyla işbirliği yapmak isteyen bir ruh hali yaratır.

Bu durumu okullarda okulun ikliminin temel parçası olan sosyal-duygusal ve fiziksel güvenlik olarak tanımlayabiliriz.

Sosyal-duygusal güvenlik nedir? Kendimizi, düşünce ve duygularımızı özgürce ifade edebildiğimiz ve başkalarını duymayı ve anlamayı öğrendiğimiz, başka ve farklı düşünce, duygu ya da özelliklerimizi ortaya koymanın güvenliğimizi riske atmadığı ve bu yanlarımızla kabul edildiğimiz bir ortam. Kendimiz olmanın güvenli olduğu bir ortam.

Fiziksel güvenlik ise bina özelliklerinden tutun okulda solunan havanın temizliğine kadar can güvenliğimize dönük kısa ve uzun vadeli risklerin ayıklandığı, temel fiziksel ihtiyaçlarımızın karşılandığı durumları kapsar.

Çocuğun gelişim için temel ihtiyacı olan sosyal-duygusal ve fiziksel güvenliğini sağlamak, çocukların gelişip serpilmesine imkân yaratmak anne, baba ya da diğer yetişkinlerin tek başına ve en iyi şekilde yapması mümkün olmayan, ev ile sınırlanamayacak toplumsal bir sorumluluktur. Çocukların hayatlarının önemli bölümünü geçirdikleri okullar bu sorumluluğu toplum adına gerçekleştiren kamusal kurumların başında sayılabilir.

Okulların kapısından girdiğiniz andan başlayarak hissettiğiniz iklimin ana parçası olan sosyal duygusal ve fiziksel güvenlik, bireysel gelişimi ve toplumsal uyum için olduğu kadar okulun çoğumuza simgelediği yarar olan akademik gelişimi için de bir gerekliliktir.

Güvenlik demişken duygusal ve fiziksel güvenliğin kesişim noktasında olan besin güvenliğinin tanımını hatırlatayım: Çocuğun/kişinin besleyici ve yeterli miktarda besine erişebilirliği. Bu kavram çocuğun kendine ve kültürüne özgü biçimde kişiselleştirilerek beslenebileceği daha önce istisna ya da ayrıcalık sayılan durumları da içerebilir. Örneğin, diyabetik bir çocukta olduğu gibi. Çocuğun besin güvenliği ihtiyacının karşılanması, aç bırakmamak veya doyurmanın ötesinde, iyi beslenme sağlamayı içerir. Bu tanımla esenliğin, iyi oluşun sağlanmasının bir parçasıdır; Ev ortamındaki olanaklara ve tercihlere bırakılamayacak tipte bir sorumluluk, kamunun temel bir görevidir. Açlık sınırında yaşamını sürdüren, yoksulluk nedeniyle beslenme, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan toplum kesimlerinden çocuklar için acil bir ihtiyaç olan besin güvenliğinin sağlanması için okul yemeği mükemmel bir araç olabilir. Ekonomik krizin etkisiyle eşitsizliklerin derinleştiği, yoksullaşmanın yoksul sayılmayan toplumsal katmanları da etkisine aldığı bir dönemde, okul yemeği geniş kitlelere besin güvenliği sağlayabilir.

Afet, savaş ya da kıtlık gibi koşullar dışındaki zorlayıcı koşullarda besin güvenliği sağlamanın zorunluluğunu görmek ve göstermek çocukların haklarını korumak ve esenlik içinde gelişimlerini sağlamak isteyen herkese düşen bir görev haline gelmiştir.

OKUL YEMEĞİ BESİN GÜVENLİĞİ İÇİN ŞARTTIR Çocukların besin güvenliğinde, iyi beslenmesinde ailelerin rolü giderek azalmakta, bu değişim toplumsal eşitsizlik ve yoksulluk ölçüsünde olmaktadır. Besin güvenliği fiziksel ve ruhsal güvenlik kesişim noktasındadır. Okul yemeği talebi bu güvenlik ihtiyacının karşılanmasına dönüktür. Okul yemeği aç geçen bir gün bile olmamasını sağlar.

Çocukların beyin gelişimi için gerekli besinleri almalarını sağlamak, öğrenme üzerinde net bir yarar sağlar. Tersi durumların örneklerini ise giderek daha fazla görüyoruz. Özellikle akademik öğrenme gibi ek efor gerektiren durumlarda bırakın aç olmayı, yeterince iyi ve dengeli beslenememiş olmanın okuma yazma ve aritmetik başta olmak üzere birçok işlevin kazanılmasını gelişmesini zorlaştırdığını görüyoruz. Yoksulluğun diğer unsurlarının etkileriyle birleştiğinde bu okul hayatından kopma veya görünüşte bir eğitimi tamamlamak ancak gereken temel yetkinlikleri bile kazanamamış olmak gibi değerlendirme skorlarına ya da gündelik hayata yansıyan sonuçları getiriyor.

Besin güvenliğinin sağlanamamış olmasının ruhsal sonuçları ise iki katmanlıdır.

Birincisi, çocuklar üzerindeki etki… O gün ne yiyeceğini bilememeyi bırakın, bir şey yiyip yiyemeyeceğini bilememek beyin/zihin açısından bir güvenlik tehdididir. Zihnin hayatta kalmaya dönük sistemlerini ön plana geçirir, geleceğe dönük kazanımlar (matematik öğrenmek vb) önemsizleşir, o günü “çıkartmak” hayat hedefi haline gelir. Toplumla uyumlu bir davranış kontrolundan ziyade kısa vadeli amaçlara, temel dürtülerin doyurulmasına dönük davranışlar ağır basar. Çatışmacılık, yaşama keyfinin ve üretme arzusunun zayıflaması, belki en önemlisi geleceğe, topluma, kurumlara güvenin azalması aynı yaşantı zinciri içinde çıkar.

İkincisi, anneler babalar üzerindeki etki. Çocuğunu doyuramamış olmanın endişesi, üzüntüsü ve kızgınlığı gibi duyguların etkisi altındaki anne, baba ya da diğer bakım verenler, doyurma mücadelesinde kaybolup giderken, çocuğunu yetiştirme, anlamlı bir ilişki kurma gibi çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya yetişemez. Bu sıkışıklık anne-babalığın duygusal gelişim için temel nitelikteki işlevlerini, hayatın içinde taşıması zor bir yük haline getirir, çocuğu psikolojik olarak değersizleştirebilir. Besin güvenliğinin yetersizliği yoksulluğun ve toplumsal eşitsizliğin diğer unsurlarıyla birleştiğinde çocuk ve annesinin, babasının hayatını kısıtlayan, gelişimi frenleyen durum oluşur.

Okul yemeği bu durumu değiştirebilecek basit ama etkili bir adımdır. Besin güvenliğini sağlamaya dönük bir girişim olarak çocukların iyi beslenmesini sağlar. İyi beslenmeyle elde edecekleri gelişim fırsatlarını sunar. Anne-babanın çocuğunu doyuramama kaygısını sırtlarından alır. Toplumsal dayanışmanın parçası olan toplumun parçaları arasındaki temel güvenin oluşmasına katkısı olur. Okulun çocuklar için güvenli, gelişim ihtiyaçlarının tümünün gözetildiği bir yer olmasıyla oluşan okul iklimi gelişip serpilmeye olanak verir. Çocuğu değerli hissettirir, sahici bir değer kazandırır.


■ Besin güvenliğini sağlamak çocuğa karşı bir kamusal yükümlülüktür.

■ Okul yemeği besin güvenliğini sağlamak için iyi bir yoldur.

■ Ruh sağlığına, beyin gelişimine ve anne, baba (ya da diğer bakım verenlerle) çocuğun ilişkisine net ve olumlu bir katkısı vardır.

■ Çocuklara verdiğimiz değerin bir ölçüsüdür.